20 yılı aşkın kurumsal deneyimin ardından girişimcilik serüvenine çıkmış bir kadın, bir göçmen ve bir anneyim.

Önceleri reklamların renkli dünyasını merak ettim ve kurumsal iş hayatımda pazarlama alanına odaklandım. Pazarlamanın içine girdikçe insanların tüketim davranışlarını anlamaya daldım:
- neden satın alırız?
- neden hayran oluruz?
- neden bağlanırız?
- alışkanlık yaratmanın sırrı nedir?
Bu ilişki temelli soruları marka - tüketici bağlamında sorar oldum. Ardından teknoloji girdi hayatımıza. Karşı konulmaz bir enerjiyle beni de kendine çekti. Önce veritabanlarıyla başladım, dedektif gibi olaylar arasında ilişkiler kurmaya çalıştım. Ardından içerik yönetimi ile tanıştım, hatta ülkenin ilk bloggerlarından biri dahi oldum.

Neyi iyi yaparsın diye soracak olursanız, cevabım bir şeyleri tasarlamak, kurmak, başlatmak, iyileştirmek olur. Pazarlama mesleğine böyle tasarımsal olarak baktım hep. Duygulara yönelik tasarımlar yapmak, görünmeyeni somutlaştırmak ve bağlılık yaratmak başarı kriterlerim oldu. En nihayetinde çok keyif aldığım, benim gibi meraka ve yetkinliklere sahip başka meslektaşlarım ile birlikte Deneyim Tasarımı dediğimiz uzmanlık alanı oluştu.

2010’larda ben daha bir girdim teknolojiye, özellikle dijitale. Akışkanlığı ile gerçek dünyanın sınırlarını aşabildiği için dijital, benim okulum, ofisim ve yuvam oldu. Deneyimleyerek öğrendiğim, uyguladığım ve öğrettiğim her şey burada.

Dijitalde ben özgürüm, sınırsızım.

Ve yine dijitalde bir girişimciyim. Yolculuk kolay değil, rotamı çizsem de istediğim noktaya ulaşmak için türlü heyecanlardan, şaşkınlıklardan ve kaygılardan geçiyorum. Üstelik varmak istediğim yer bile sabit değil, akışkan: Hep yetişmem gereken bir yer var gibi, bazen hızla bazen soluklanarak ama hep ileriye doğru ilerliyorum.

Bu yolculuk sırasında kendimi de keşfediyor, yeni yüreklerle tanışıyor, düşe kalka büyüyorum. İşte, iyi ki dediğim şeylerden biri bu.

✨
✨🤍✨
✨