Hikayemiz

Zihin, beden ve ruh dengesi için hayatına ve dünyana iyi gelecek

Bir kadın girişimi olan THE MUhM markası ruhlarımızın duvarlar arasında sıkıştığı pandemi sürecinde bir farkındalık yolculuğu sunma amacıyla doğdu.

THE MUhM geleceğimize geç kalmadığımız, doğaya saygılı yaşamın önemini bir kez daha fark ettiğimiz ve tüketim alışkanlıklarımızın doğa üzerindeki etkisini anladığımız dönemde, doğadan ilham alarak soya mumundan ötesini sunmak üzere yola çıktı.

Doğayla bütünleşip onunla ahenk içerisinde hareket ettikçe doğa bize ihtiyacımız olan her şeyi sunuyor. Güneş’inde, Ay’ında, bitkilerinde, tohumlarında ve yapraklarında ihtiyacımız olan ve dengede kalmamızı sağlayan tüm şifalanma, arınma, tazelenme, canlanma, harekete geçme, titreşimi artırma ve dönüşümü başlatma enerjisini bize veriyor.

Doğadaki bu enerjinin ışığıyla zihin, beden ve ruh dengesi için hayatına ve dünyana iyi gelecek doğa dostu soya ve bal mumlarımızda, ortam kokularımızda, oda&kumaş spreylerimizde, tütsülerimizde, spa ve tekstil ürünlerimizde aromaterapinin titreşim artırıcı ve iyileştirici gücünden yararlanıyoruz.

Bitkisel yağlar ve bitkilerin tohumları, dalları, yaprakları ile hazırladığımız aromaterapik ürünlerle doğanın şifasını hayatına ve dünyana taşıyoruz.

Bizler doğanın bir parçasıyız ve ruhumuzun evi olan doğada zihnimizle, bedenimizle ve ruhumuzla ve sevdiklerimizle bütünsel olarak dengede, adapte ve mutlu olmalıyız.

Daha iyi bir gelecek bugünkü farkındalık, bilinç ve dayanışma ile mümkün olabilir.
Daha güçlü bir insanlık ise zihinle, bedenle ve ruhla dengede kalarak mümkün kılınabilir.

Sağlıklı ve sürdürülebilir yarınlara…

İnsana, doğaya ve hayvana saygılı bir kadın girişimi
THE MUhM

Güvenli Alışveriş

Sürdürülebilirlik Politikamız

Farkındalık Yolculuğu

THE MUhM olarak %100 doğal soya mumunun ötesine düşlenen geleceğe uzanan bir yolculuk; bir farkındalık hikayesi sunuyoruz.

Doğayla ahenk içinde, ekolojik dengeyi koruyarak, karbon ayak izini azaltarak, kimyasal içeriğe dur diyerek, geri dönüşümü, lokal üreticiyi ve çiftçiyi destekleyerek ve aynı zamanda hayatlarımızdaki patili dostlarımızın farkında olarak tüm çalışmalarımızı yürütüyoruz.

Yola çıktığımız ilk günden itibaren doğadan ilham alıyor ve doğanın 3 RE’sini benimsiyoruz. REcyle, REfill, REuse. Yani;
atıklarını dönüştür, yeniden doldur ve yeniden kullan diyoruz.

Bu eşsiz yolculukta yürüttüğümüz tüm farkındalık hareketini THE MUhM Farkında mottosuyla paylaşmaktan büyük gurur duyuyor ve seni de bu hareketimize davet ediyoruz.

THE MUhM Farkında

Etiketler: #themuhmfarkinda

Farkında Ol

Evde kullanmadığın camları geri dönüşüm kumbaralarına atabilirsin.

Atma Değerlendir

Ürün kaplarımız doğada çözülebilen ve tekrar kullanımı mümkün olan cam ve metalden oluşuyor.

THE MUhM’ların bittikten sonra kapları dezenfekte ederek yeniden değerlendirebilir ya da tekrar dolum için bize gönderebilirsin.

Sokaktaki Canlara El Ver

Doğanın ve hayatlarımızın önemli bir parçası olan patili dostlarımıza her ay gelirimizin %3’ünü ayırarak destek oluyoruz.

Sitemizden yaptığın her alışveriş ile sokak hayvanlarının mama, barınma veya klinik masraflarına katkı sağlamış oluyorsun.

Kargo ve Paketleme

Gereksiz kullanımın önüne geçerek değerli kaynaklarımızı yeniden kullanma hakkı veriyoruz. Kargo ve paketlemede geri dönüşümü mümkün olan boyasız ham kâğıt ve kutu kullanıyor ve plastiksiz paketleme gerçekleştiriyoruz.

Sen de paket kutularını ve kâğıtlarını yeniden kullanabilir veya geri dönüşüme atabilirsin.

Kurumsal Projelerimiz

Kurumsal Çözümlerimiz İle Yanındayız

Dayanışmanın ve birlikte farkındalık yaratmanın gücüne inanıyoruz. Bu yüzden sen ve iş ortakların bizim için çok değerli. 

Değerli çalışanların, ortakların veya müşterilerin için taleplerin doğrultusunda ürün hediyeleri hazırlıyoruz.

Hediyelerinde hangi ürünlerin olmasını istediğini ve adedini iletişim bilgilerinle birlikte mail olarak iletirsen en yakın zamanda iletişime geçeriz.

Kurumsal Taleplerin

Ad Soyad
E-Mail
Telefon
Şirket
Talep Edilen Ürün
Adet

themuhm@outlook.com

Sıkça Sorulan Sorular

Sor Yanıtlayalım

Neden Soya Mumu?

Mumlar yakıldığı zaman etrafa yaydıkları hoş ışıkla ortamın havasını değiştirir ve ortama güzellik katar.

Özellikle ev, ofis gibi kapalı mekanlarda kullandığımız mumların sağlıklı olmasına özen göstermeliyiz. Mumlar yandığı zaman hoş bir ortam yaratmakla birlikte soluduğumuz havaya karışıyorlar. Bu sebeple, petrol ve türevi içerikli kimyasal mumlar yerine doğal içerikli mumlar tercih etmeliyiz.

Soya mumları soya bitkisinden elde edilirler, bitkiseldirler ve doğada çözülebilen kaynaklardırlar. Bu sebeple; %100 saftırlar ve güvenilirlerdir. Yanarken ortama toksik madde bırakmamakla birlikte; sabunla ve soğuk su ile kolayca temizlenirler. Doğa dostu ve el dökümü olan bu ürünler çiftçiyi ve tarımı desteklerler.

Mağazalarda satılan parafin içerikli mumlar ise petrolden elde edilirler, içeriklerinde ise stearin kimyasalı bulunur. Kapalı bir ortamda yakıldıkları zaman ortama zararlı buhar yayarlar ve zararlı maddelerin direk olarak solunmasına sebep olurlar.

Neden Mum Işığı?

Çoğu zaman kalabalık sofralarda ya da film/dizi saatlerinde hoş bir ortam yaratmak için tercih edilen mumlar aslında çok daha ötesini sunarlar. Mum ışığının ortamı güzelleştirmesinden öte kişilerin ruh halini olumlu etkilediğine dair birçok araştırma mevcuttur.

Aromaterapik etkili bitkilerin yağları ile kokulandırılmış soya mumları koku duyumuz aracılığıyla hafızamızdaki iyi anıları hatırlamamıza yardımcı olurlar ve ruh halimizi dengelerler.

Özellikle kapalı mekanlarda yakılan kokulu soya mumları negatif düşüncelerden arınmamıza, an ile bütünleşmemize, konsantrasyonumuzu artırmamıza ve sakinleşmemize yardımcı olur.

Mum ışığına odaklanarak yapılan meditasyonların ve ritüeller öncesi çalışmaların gücünü ve etkisini artırır.

THE MUhM’ları Nasıl Kullanmalıyız?

Mum yakmak bir kültürdür. THE MUhM’larından uzun ömürlü bir performans elde etmen için bazı ipuçları bulunuyor.

1) Uzun ömürlü bir kullanım ve yanlış erime havuzunu engellemek için mumlarının üst kısmı eriyene kadar yakmalısın.

2) Kokularını daha uzun süre muhafaza etmek için mumlarını yakmadığın zaman kapaklarını kapalı tutmalısın.

3) Hatalı erime havuzunu engellemek için mumlarını yanarken hareket ettirmemelisin.

4) Mum fitillerinde mantarlaşmayı engellemek için her yakıştan önce yanan fitilleri koparmalısın.

5) Daha iyi bir yakış performansı elde etmek için tekrar yakmadan önce tamamen katılaşmasını beklemelisin.

Blog Yazıları

Kendini olmak istediğin seviyeye taşımak için; hayatına ve evine davet etmek istediğine odaklan, kendini tanı ve ancak sen gerçekten hazır olduktan, bunun için çabaladıktan ve senin için doğru zaman geldikten sonra tüm kapıların açılacak…

Hiç bir şey yapmama hali

Fransız düşünür Jean-Jacques Rousseau doğa içinde yalnızlığın ve kendine dönme eyleminin öneminin altını çizerken bu esnalarda kurulan düşlerin insanın düşünsel yaratımının özü olduğunu belirtir.

Hiç bir şey yapmama hali tembellik yapma ya da üretken olmama hali ile karıştırılsa da aksine sessiz bir boşlukta belki doğanın içinde ya da koltukta otururken; fiziksel bir aktivede bulunmadan yeni fikirlerin üretilmesi durumudur.

Hollandalılar bu durumu “hiçbir şey yapmama sanatı” diğer bir deyişle “Niksen”olarak tanımlarlar. Hiç bir şey yapmadan oturdukları, belki müzik dinledikleri ya da pencereden dışarıya baktıkları anlarda uyguladıkları bu sayede zihinlerini rahatlattıkları, günün stresini ve yoğunluğunu uzaklaştırdıkları bir rahatlama şekli.

Yalnız kaldığımız anlarda mutluluğu, varoluş amacımızı ve kendimizi sorgularız. Zaman zaman bu durum bizi melankolik bir hale soksa da aslında kendi dünyamızın kapılarını aralamak ve olduğumuz kişiyi tüm yönlerimizle tanımak için mükemmel fırsatlar sunar. Hiç bir şey yapmadan boşlukta durduğumuz o anlar farkındalıkların yaratıldığı müthiş dönemlerdir.

Öyle olacak ki Hollandalılar durdukları bu dönemde üretkenliğin arttığını, farkındalıkların geliştiğini, farklı bakış açıları kazandıklarını ve yeni fikirler ürettiklerini farketmiş ve faydasını yaymak için de böyle bir akım başlatmışlar: Hiç bir şey yapmama sanatı..
….

Dikkat etmişsinizdir. Kimi kullanıcıların whatsapp durumunda “meşgul” yazar. Gerçek hayatta alnımızda öyle bir yazı yazılı olsa belki de bir çoğumuzda “meşgul” durumunu okuyabilirdik. Fiziken karşımızdadır ama bilinç olarak o anda ve bizimle değildir.

İşte tam o anlarda, bilinçle varolamadığımız anlarda zihinsel, bedensel ve ruhen orada olabilsek ve o aklımızdan geçen diğer düşünceleri “hiç bir şey yapmama” zamanımıza ertelesek… Bir DURSAK…
O zaman enerjimizi boşa harcamamış hem de kaliteli zaman geçirmiş oluruz.

O andan ertelediğimiz düşünceleri hiç bir şey yapmama zamanımızda, belki doğada zaman geçirirken belki koltukta otururken ya da bomboş bir duvara ya da pencereden dışarı bakarken sessizlikte düşünsek, değerlendirsek ya da tartsak… Dinlenmiş ve farkındalığı yüksek bir bilinçle daha yaratıcı, daha çözüm odaklı ve daha verimli oluruz.

Haydi şimdi dur ve hiç bir şey yapmama halini
kendi hayatına uyarla..

Hollandalıların hiç bir şey yapmama akımına bırak kendini…

Hiç bir şey yapmama halini hayatına uyarlaman için bir kaç tavsiye:

1. Kendine zaman ayır ve doğada tek başına yürüyüşe çık.
2. Sana uyarıcı gelen ve odaklanmanı engelleyecek telefon, tablet ve televizyonu kapat.
3. Odaklanmanı artıracak enerjisini sevdiğin mumları ve tütsüleri yak.
4. Biri sana ne yaptığını sorduğunda özgüvenle şuan hiç bir şey yapmıyorum diyebil ve onu alanından uzaklaştır. Çünkü bu harika bir beceri….

Aynı sen gibi…. Farkındalık yolculuğunda güzellikler seni bulsun.

Sevgiyle kal…
Aslı Hizal

Eğer hayatının geri kalan vaktini bilseydin…

Eğer hayatının geri kalan vaktinin ne kadar olduğunu bilseydin neyi daha farklı yapardın?

Hayatta hepimiz bir amaç için geldik, zaman zaman önümüzde koca bir ömür var desek de aslında her birimizin kısıtlı zamanı var.

Bir başkası için yaşamayız ya da başkaları ne der endişesiyle bir başkası gibi de yaşamayız. Bugün mutlu etmeye çalıştığın kişi ya da kişiler yarın yanında olamayabilir. Çünkü herkesin bir yolculuğu var.

Önceliğin kendin olmak ve kendi amacını bulmak olsun. Japonlar bunu İKİGAİ olarak tanımlar. Sabah seni uyandıracak amacını keşfet derler.

Bu keşfi yapacak ve seni bilecek tek kişi yine sensin… Şimdi hayatının amacını keşfet vakti..

Keşif yolculuğun sırasında belki hayır demesini bilmen gerekecek. Kırıcı biri olacağım diye korkma sakın. Nezaketli şekilde denilen her “HAYIR” iki taraflı bir iyilik sürecinin başlangıcıdır. Hayır dediğin kişiyi ona iyi gelecek başka bir yola yönlendiriyorsun; kendini ise kendin olabildiğin bir deneyime koyuyorsun. Hayatına başkalarından önce kendini koyarsan sürekli olarak enerjin yükselir, motivasyonunun artar ve hayata sunacakların artar.

Tüm bunlar kendini soyutla ve bencil ol anlamına gelmiyor. Alma ve verme akışı enerjiyi ve bereketi yükseltir. Alışveriş halinde olduğumuz ve hayatımıza dahil olan kişiler, durumlar, olaylar ve hatta sınavlar bize öğretmek, hizmet etmek ya da dikkatimizi başka bir tarafa çekmek için vardır. Odağını belirlerken bunlar kalbinin bir yerinde kalsın.

Sen kendini bulduğun, önceliğini belirlediğin, iyi ve mutlu olduğun sürece üretebilir, gelişebilir ve ışığını etrafına yayabilirsin.

Kendini ararken ve keşif yolculuğu sırasında kendini tartmak istediğin anlar için rituel yaratmanı tavsiye ederim.
Bunun için ortamın düzenli ve temiz olduğuna emin ol, rahat bir köşeye yerleş, rahatlatıcı müzikler açıp, mum ve tütsülerini yak sana özel bir rituel yarat.

Kendini rahat hissettiğinde gözlerini kapat ve çoçukluğundan bugüne kadar hayatına giren kişilere, olaylara ve durumları gözünün önünden geçir. Senin için dönüm noktası dediğin olayları hatırla…

Sen kimsin? Mutlu musun? Seni daha çok ne mutlu eder? Kim olmak istersin? Kimlerle olmak istersin? Hayatının geri kalan vaktinin ne olduğunu bilseydin hayatında neleri değiştirmek isterdin?

Kendini tanıdıkça ve kendin oldukça doğru zamanda senin için iyi olan tüm kapılar açılacak…

Sevgiyle kal…
Aslı Hızal

Senin terapistin hangisi?

Her birimizin zihni, bedeni, ruhu ve düşüncesi diğerinden farklı. Biri diğerine benzemeyen bu kalabalıkta elbette birbirimize dokunup öğreniyor, iyileşiyor ve gelişiyoruz.

Ama günün sonunda biz tekiz. Yüklerimiz de karanlığı algılayışımız da farklı. Bu nedenle stresli veya mutsuz hissettiğimiz zamanlarda o yüklerle oradan oraya savrulmamak veya boşluğa düşmemek için kendi terapi yöntemimizi yine kendimize göre belirliyoruz.

Seni güçlü kılan, senin terapistin hangisi?

🤎 Aromaterapi mi?
Enerji temizliği, şifalı bitkiler, mumlar ve tütsüler, aromaterapik kokular, yoga ve meditasyon, spiritüel yaklaşımlar.
🤎 Ev Terapi mi?
Ev işleri, yeni tarif denemeleri, ev düzenlemesi, temizlik, sağlıklı beslenme ve film keyfi.
🤎 Doğa Terapi mi ?
Bahçe işleri, bahçe düzenlemesi, hayvanlarla vakit geçirme, doğa gezileri, açık hava yürüyüşü veya kamp ateşi keyfi.
🤎 Yoksa hepsinden biraz biraz mı ?

Bizimle İletişime Geç

Soru ve görüşlerin bizim için değerli

themuhm@outlook.com
OH HEY, FOR BEST VIEWING, YOU'LL NEED TO TURN YOUR PHONE